NecmettinYaksi.com

Dış politikası

Rusya

 
Recep Tayyip Erdoğan ve 
Vladimir Putingerçekleştirecekleri toplantıda tokalaşırken, İstanbul, Türkiye.

Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler Erdoğan'ın başbakanlık süresinde geçen askeri ve siyasi krizlerin karşın hızla gelişmektedir. Yüzyıllar boyunca bölgesel üstünlük için rakip olmuş iki ülke Erdoğan hükümetinin yükselişi ile dostane ilişkilerin ve karşılıklı işbirliğin çıkarlarına olduğunu anlamışlardır. Buna göre, rekabetçi işbirliği bağlarının arttığı istatiksel rakamlarla görünüyor. 2002 yılında Türkiye ve Rusya arasındaki ticaret yaklaşık 5 milyar dolar değerindeyken bu rakam 2011 yılı sonu itibariyle bu rakam 32 milyar dolara[41] ulaşmıştır.

Kasım 2005 yılında, Vladimir Putin'in açılışına katıldığı iki ülke arsında ortaklaşa inşa edilecek olan Mavi Akım doğal gaz boru hattı projesi başlatılmıştır. Yine iki ülke arasında Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projesi planlanmaktadır. Türkiye başbakanı Tayyip Erdoğan 3 Aralık 2012 tarihindeki Rusya başbakanı Putin'in Türkiye ziyaretinde iki ülke ilişkilerinde hedefin 100 milyar dolar olduğunu belirtmiştir.[42]

Kafkaslar

Ermeni Sorunu'na bakışı

Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreciyle ilgili Karabağ Sorunu hakkında 'Karabağ'da Ermeni işgali sona ermeden biz de sınırı Ermenilere açmayız' demiştir.[43]

Orta Doğu

Irak ile Stratejik İşbirliği

Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık dönemi boyunca Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi tarafından düzenlenen Bağdat'ta 36 mutabakat zaptı ve çalışma protokolü imzaladı.Protokol içeriği güvenlik, enerji, petrol, elektrik, su, sağlık, ticaret, çevre, ulaşım, konut, inşaat, tarım, eğitim, yüksek öğrenim ve savunma sektörlerini içermektedir.[44]

Irak'ın kuzey bölgesi ile ılımanlaşan ilişkiler sonrası Erbil'de bir Türk üniversitesi ve Musul'da bir Türk konsolosluğu açılmıştır.[45] Abdullah Gül 23 Mart 2009 tarihinde Irak'a gerçekleştirmiş olduğu gezi ile 33 yıl sonra Irak'a giden ilk cumhurbaşkanı oldu. [46]

Arap Baharı turu

Recep Tayyip Erdoğan, ailesi ve eşlik eden heyetle birlikte yapılan 13 Eylül 2011 tarihinde başlayan[47] ve ilk ziyaret yeri Mısır olmak üzere Tunus ve Libya'ya[48] resmi ziyaretleri gerçekleştirmiştir.[49] Erdoğan'a ziyaretlerde bulunduğu ülkelerde halk tarafından duyulan ilgi ve sevgi gösterileri ziyaretlere damgasını vurmuştur. Mısır'ın ardından Tunus ziyaretini gerçekleştiren Erdoğan'a Mısır[50], Tunus ve Libya'da duyulan halk ilgisi dünya kamuoyunda geniş yankı bulmuştur.[51] Erdoğan, Trablus da Libya'lılara Şüheda Meydanı'nda bir konuşma yapmıştır.

Filistin tavrı

Erdoğan İsrail'in sahip olduğu nükleer tesisleri "bölgesel barış için ana tehdit" olarak tanımlamış ve UAEK denetimi altına girmesi için çağrıda bulundu.[52] Erdoğan "açık hava hapishanesi" olarak tanımladığı Gazze'nin bu durumu için İsrail'i suçlu bulduğunu açıklamıştır.[53]

 
Davos'taki 
Dünya Ekonomik Forumusırasında Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın podyumu terketmesi.

2009 Dünya Ekonomik Forumu toplantısında Gazze çatışması ile ilgili olarak Shimon Peres ve Erdoğan arasında bir tartışma oldu. Peres Erdoğan'ın açıklamaları sonrası İstanbul'a bir roket düşse aynı tutumun Türkiye tarafından yapılacağını söyleyerek Erdoğan'ın durumu anlamadığını söyledi.[54]Erdoğan Peres'e şu sözleri söyledi: "Sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum." Erdoğan'ın Peres'e yanıt vermesi esnasında konuşması moderatör tarafında kesildi. Sözünün kesilmesinden sonra moderatöre şu sözleri söylerek salondan ayrılmıştır. " Benim için de bundan böyle Davos bitmiştir. Daha Davos'a gelmem. Siz konuşturmuyorsunuz. 25 dakika konuştu, 12 dakika konuşturuyorsunuz. Olmaz." [55]

İsrail'e bakışı

Erdoğan, 6 Ekim 2011 tarihinde Güney Afrika Cumhuriyeti'ne İsrail Başkatiplerinden Ya'akov Finkelstein, Erdoğan'ın Güney Afrika Başbakanı ile yaptığı basın açıklamasında "Tünellerden sadece gıda değil, silahlar, füzeler geçiyor. Bu füzelerle şehirlerimiz, çocuklarımız vuruluyor" diyen Başkatibin sözlerine "O tünellerden atom bombası geçmez. Nükleer silah geçmez, fosfor bombaları geçmez. İsrail, fosfor bombalarıyla Gazze'yi bombalamıştır. Bu bir kitle imha silahıdır. Ve kitle imha silahı kullanmak suçtur. O tünellerden geçse geçse ancak küçük çaplı silahlar geçebilir. Tüfek geçer. Ama oradan tank, top bunlar geçmez değil mi?" sarf etmiş ve devamında "İsrail, bölge için en büyük tehlike çünkü atom bombası var" demiştir. [55]

Avrupa

Yılın Avrupalısı

Erdoğan başbakanlığını yürütüyor olduğu Türkiye'de yaptığı reformlar sonrası European Voice Organization tarafından "The European of the Year 2004 (Yılın Avrupalısı" seçilmiş, bunun üzerine Erdoğan "Türkiye'nin Avrupa'ya katılımı bir medeniyetler çatışmasına yol açmaz uzlaştırıcı ve birleştirici olur." yorumunda bulunmuştur.[56]

G-20 Zirvesi Bayrak Tavrı

 
Erdoğan G-20 zirvesinde liderlerle beraber, 2009.

25 Eylül 2009 tarihinde ABD'nin Pittsburgh şehrinde düzenlenen G-20 ülkeleri liderler buluşmasında geleneksel aile fotoğraf çekimleri öncesi, liderlerin yerlerinin alması sırasında Türkiye Başbakanı içinde yerde bulunan Türk bayrağı Türkiye'yi temsilen bulunan Başbakan Erdoğan tarafından bayrak yerden alınmıştır. Bayrağı yerden alan Erdoğan, bayrağı katlayarak ceketinin cebine koymuştur.[57]

Olaylar

Silahlı Suikast Girişimi

13 Eylül 2005 tarihinde Kütahya'da bulunan Erdoğan'ın minübüsüne ekmek arasına sakladığı bıçağı ile binmeye çalışan şahıs polis tarafından yakalanıp, etkisiz hale getirilmiştir. Şahısın üzerinde yapılan aramada mermi dolu bir poşet ve içi mermi ile dolu silah ele geçirilmiştir.[58] Silah üzerinde yapılan incelemede silahın kuru sıkıdan bozma olduğu tespit edilmiştir. Sanığı eski MHP milletvekili Ali Güngör'ün isteği üzerine kızı Hatice Burcu Güngör savunmuştur.[59] 17 Kasım 2006'da sonuçlanan davada Mustafa Bağdat, 11 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.[60] Sonrasında Amerika'dan gönderilen bir eposta ile bombalı araç kullanılarak kendisine yapılması planlanan bir saldırıdan daha bahsedilmiş ve bu suikast engellenmiştir. Bu saldırı o dönemin MİT çalışanları ve bazı Türk bilişim profesyonelleri tarafından detaylıca incelenmiştir.[61]

Hakime hakaret

Erdoğan 1989 Beyoğlu Belediye Başkanlığına Refah Partisinden aday olmuş, ancak az farkla seçimi kaybederek, seçim kuruluna itiraz etmiştir. İtirazının hakim tarafından reddedilmesi üzerine, görevli hakime "Sarhoş kafayla karar veremezsin" şeklinde hitap etmesi üzerine dava savcılığa intikal etmiş ve Erdoğan Bayrampaşa Cezaevinde 1 hafta gözaltında kalmıştır. Daha sonra cezası para cezasına çevrilerek serbest bırakılmıştır. [28] [62]

Tazminat

14 Ocak 2000 tarihinde Avustralya'nın Melbourne şehrinde yayın yapan SBS radyosuna verdiği mülakatta kendisini Abdullah Öcalan ile karşılaştıran bir kişiye "Sayın Öcalan şu an, düşüncelerinin değil, almış olduğu kellelerin hesabını veriyor. Bense düşüncelerimden dolayı 4 ay hapis yattım, aramızdaki fark çok büyük." şeklinde cevap verdi. Şehitlerden ve hayatını kaybeden mağdurlardan "kelle" ve yasa dışı silahlı örgüt lideri Öcalan'dan "sayın" diye söz etmesi nedeniyle eleştirildi.[63] Şehit Anaları Derneği tarafından kendisine sembolik bir manevi tazminat davası açıldı. Davacıların avukatlığını Kemal Kerinçsiz'in yaptığı davada, İstanbul Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Aralık 2007 tarihinde Erdoğan'ın 3 kuruş tazminat ödemesine karar verdi. Hâkim, kararında şehitlere kelleve yasa dışı silahlı örgüt liderine sayın denmesinin dil sürçmesi olamayacağına hükmetti.[64][65] Erdoğan kararı temyiz etti. Yargıtay temyiz başvurusunu hem usulden, hem esastan inceledi ve mahkemenin kararını onadı.

Karikatür davaları

Ana madde: Dava konusu olmuş Recep Tayyip Erdoğan karikatürleri

Erdoğan tarafından Cumhuriyet Gazetesi çizeri Musa KartEvrensel GazetesiPenguen Dergisi'nin sahibi Erdil Yaşaroğlu ile Pak Yayıncılık'a karikatürlerde şahsınının çeşitli figürlerle tasvir edildiği ve bunun kişilik haklarına saldırı içerdiği vurgulanarak manevi tazminat davaları açılmıştır.

Şahsına yönelik hakaret

6 Şubat 2010 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi tarafınca, TBMM genel kurulunda Erdoğan'a yönelik "kişilik hakları ile parti tüzel kişiliğine saldırıda bulunulduğu" iddiasıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aleyhinde 50 bin TL'lik manevi tazminat davası açılmış. Dava dilekçesinde Bahçeli'nin; Türkiye'yi bölmeye çalışmak, etnik bölücülük konusunda sicil sahibi olmak, Türkiye'yi ayrıştırma ve bölme projelerini İmralı, Kandil ve Barzani'nin desteğiyle hayata geçirmek için çalışmak, İmralı canisi ile rol paylaşmak, işbirliği içinde olmak, kol kola girmek, aynı çizgide olmak; kimliksiz ve kişiliksiz siyasetin temsilcisi olmak, hayasızlık, ahlaksızlık, namussuzluk, edepsizlik; çürümüş bir zihniyete sahip olarak, etrafa mide bulandıran koku yaymak, ahlak bunalımına girmek, ahlaki ve vicdani bütün ölçülerini kaybetmek, seviye ve seviyesizlik ölçüleriyle tarif edilemeyecek bir çukura düşmek, utanç verici bir kişi olmak, teröristleri kucaklamak, alçaklık, yalancılık, riyakarlık, yalanlarla Türk milletine hakaret etmek gibi ifadeleri ve sözleriyle[66] Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi'ni itham ettiği kaydedildi. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, her davacı için 10 bin TL olmak üzere toplam 20 bin TL manevi tazminat cezasının ödenmesine karar verilmiştir.[67]

[68]

 

 

 

Hakaret davası

Kişilik hakları ve parti tüzel kişiliğine saldırıda bulunduğu iddiasıyla Ataol Behramoğlu aleyhine Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi tarafınca açılan 20 bin TL'lik manevi tazminat davası Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmüştür.[69]

Mal varlığı

Erdoğan'ın, 7 Şubat 2006 tarihinde yayınlanan mal varlığında; banka hesaplarında 1.361.290 TL parası olduğu, haricinde, 120.000 dolar alacağı olduğu açıklanmıştır.[70] 12 Eylül 2007 tarihinde açıklanan mal beyanında ise, Arnavutköy ve Güneysu’daki arsalarının haricinde, banka hesaplarında 1 milyon 803 bin 854 TL ile 9 bin 890 euro, alacaklarının ise 312 bin 500 TL olduğu açıklanmıştır. Tayyip Erdoğan'ın, 1 Mart 2010 tarihinde Başbakanlık Basın Merkezi internet sitesinde yayınlanan yeni mal beyanına göre Erdoğan'ın banka hesaplarında 2 milyon 366 bin 109 TL’si, haricinde 500 bin TL tutarında alacağı bulunduğu bildirilmiştir. Erdoğan’ın bu mal varlığının nedeni olarak ise şirket hisselerinin satış geliri, emekli ikramiyesi, emekli maaşı ve milletvekili maaşlarının toplamı gösterilmiştir.[71]

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol